15 Eylül 2016 Perşembe

Sen sana misafir gelsen, memnun döner miydin evine?



Sen sana misafir gelsen, memnun döner miydin evine? Karşılanışın nasıl olurdu? Yeterince değer gördüğünü hissettirir miydi, ev sahibin? Ya evdeki yaşam alanların, evde yaşayanlar? Yüzlerdeki gülümseyiş ne kadar gerçek gelirdi sana? Söyle bana, sen sana misafir gelsen, kalmak ister miydin?

Bunu iyi düşün, çünkü cevabın hayırsa, teki biri bile hayırsa başarısızsın. Hem de yaşamda neleri elde etmiş olursan ol. Kimlerle ne yaşıyor olursan ol.

Peki diyelim fark ettin memnun olmadığını, neler yapardın? Bir iç çekişle kabul mü ederdin, kaderini? Değiştiremeyeceğin şeylerin neler olduğunu belirleyip olanlara takılmayarak, değiştireceklerini hesaplar mıydın? Söyle nereden başlardın? Unutma başlamak işin yarısı. Şimdi kapat gözlerini ve düşün, neleri değiştirmeye üşendiğini, nelerden korktuğunu düşün. Korkmak; topu topu bir çığlık atmak. Bir çığlıkla karanlığı yırtmak. Korkmak, özgürlüğün kelepçesi.

Belki de yaparsın. Bu ölüm kalım meselesi değil, bu belki mutlu olmak meselesi. Sen yeter ki karar ver, o zaman her şey senin arkanda. Nereden mi biliyorum, çünkü defalarca yaptım. Defalarca insanların tembellikten imkansız dediklerini yaptım. Evet belki zordu, hatta çok zordu ama hala ben bensem, hala umudum varsa, hala tek başıma kalabilmeyi göze alıyorsam, kendime misafir olduğumda pişman olmamak için. Kendimde, derinlerimde, huzuru ve mutluluğu hissetmek için, hem de kimseye muhtaç olmadan.

Eğer sen sana misafir olduğunda mutlu olmayı başarırsan, en sevdiğin misafirlere de dinlenme şansı verebilirsin ve onlara ev olabilirsin. 
Devamını oku...