24 Haziran 2017 Cumartesi

Hayatının Amacı



Hayat zor mu yoksa senin katkıların da çok mu bu konuda? Mesela hiçbir yere ait olmadığını anladığında pek çok yerde mutlu olduğunu fark edersin. Bu insana sonsuz bir huzur ve güven verir. Pek çoğuyla sağlıksız bağlılık kurmanı engeller. Uzaksan daha değerlisindir. Ve bir şeyi yaşamak için onun sahibi olmanın gereksizliğini anlarsın. Sahip olmazsan sahip olunmazsın. Katlanmak zorunda olduğun pek çok şeyde ortadan kaybolur. İstediğim seni etkilemek değil, başka bakış açılarını fark ettirmek. Düşüncelerini ve duygularını şekillendirmek senin elinde. Onlarla beraber şekilleneceksin sende. İstersen hiçbir şey değiştirme yaşamında, tek ricam şikayet etmeyi bırak ve mutsuzluğun için kimseyi suçlama. 
Ne o, kızıyor musun bana? Kendini kader mahkumu ilan etmek ne kadar kolaydı değil mi aslında. Ne kadar kolaydı aslında hissetmediğin hislerle kendini oyalamak ve kendini oyalamak için seçtiğin insanların yaşamlarında kabus olmak. Hissetmediklerini hissediyoru oynamak, oynarken gerçeğe dönüşen olayların içinde kader mahkumu olmak. Ama herkes böyle yaşıyor zaten değil mi? İstisnalar kaideyi bozmaz ama pek çok yaşam için söylüyorum ki mutsuzluk bir seçimdir. Seni mutsuz kılan senin seçimlerindir. Olaylar, mekanlar ve insanlar, sen izin verdiğin için seni mutsuz ederler. En çokta sahip olduklarındır mutsuzluğunun nedeni. Sahip olman gereken tek bir şey var aslında, bu dünyaya geliş amacını keşfetmek. Bunu anlamak için  sana verilen yetenekleri iyi bilmen gerek. Yaparken sana ağır gelmeyecek, saatin nasıl geçtiğini fark ettirmeyecek, bitirdiğinde huzur duyacağın, her sabah kalkmak için nedenin olacak, düştüğünde kalkmanı sağlayacak, yapayalnızken bile kendine yetmeni sağlayacak o şey, senin hayat amacındır. İşte onu keşfettikten sonrası akar gider. Ve mutsuzluk sadece küçük anlardır, hepsi bu. Tek başına tam yapar seni hayat amacın, tek başına tam oldun mu yanındakilerin ne kadar süre hayatına eşlik edeceğinin önemi kalmaz.  Anları yaşar, geçmişe takılmaz, gelecekle ilgili sana bile ait olmayan beklentilere girmezsin. Şimdi birkaç defa oku bu yazıyı, kendin için ne yapacağına karar ver.
Devamını oku...

23 Haziran 2017 Cuma

Yollar Bağımsızlığın Anahtarıdır



Seyahate çıkmadan öncesi hep heyecan olmuştur benim için. Yollar, hiç rastlanmamış insanlar, bağımsızlığın anahtarıdır. Bir yerde kavuşurken başka yerde özlemler başlar. Üstelik canlı cansız her şeyi özlerim ben. Geceleyin güneşi, sabahleyin yıldızları. Akdeniz’de Ege'yi, Ege'de Marmara'yı.
İşte bugün de böyle bir heyecan içinde saklanıyorum. Yola çıktım mı ben bambaşka bir ben oluyorum. Sakinleşiyor içimdeki dolu dizgin duygular. Meraklı bir çocuk gibi gözlemliyorum etrafımdaki her şeyi. Aynı bir film seyreder gibi, yargılamadan ve kararlar vermeden sadece izliyorum. Gelip geçiyorlar, ne veriyorlar ne alıyorlar.
Ta ki başka bir noktaya varıncaya dek, vardın mı bir yere, sevsen de sevmesen de sana verilen rolü oynuyorsun mecbur. İşte seyahatler bir nefes alımı ister istemez oyunlarda. Seyahatler yeni bir sen olma şansı sahne arkasında.

Ben gördüm ki hayat oyun içinde oyun. İşime geldi mi katılıyorum gelmedi mi yok oluyorum. Ve içimdeki çocuk diyor ki, oyun benim kural benim, uymuyorsa sektirip gidin…
Devamını oku...

18 Haziran 2017 Pazar

Hayatı Milim Milim Yaşamak



Hayatı milim milim yaşamak nasıldır biliyor musun? Hiç sanmam. Baksana nefes alışın bile hoyratça. En son ne zaman tadını hissettin en sevdiğin yemeği damağında? En son ne zaman sadece yürüdün? Ne zaman bir çift göze izin verdin seninle konuşsun diye? Ne zaman dans ettin, çığlık çığlığa. Göğün parçalanışı yağmur kokusuna karışıp huzura dönüştü mü? İmkânsız bir aşkın ruhuna ve bedenine sahip olmasından korkmadan hissettin mi? Ben böyle istiyorum olacak diyebildin mi?
Sanmıyorum arkadaşım. Sanmıyorum çünkü izliyorum, duyuyorum, hissedip korkuyorum. Hislerinin her geçen gün kabuk bağlamasından korkuyorum. Acıdan kaçarak, sürekli korkarak yaşayamazsın. Aslında hiçbir duygudan kaçamazsın.
Geleceği düşünmen güzel elbet, hedef olmadan varılamaz bir yere. Ama orada yaşayamazsın. Hele geçmiş, koca bir kelepçe ellerinde. Aldın mı dersini döneceksin sırtını. Bak gördün mü elimize kaldı bir şimdiki an. Onu da egonla, gururunla gölgeleme.
Hadi unuttuğun bütün tatları hatırlayalım, hadi şimdi yeniden yaşamaya başlayalım. Bilemeyiz ki, hayatın ağırlığından hissetmeyi bıraktığın bu anlar daha ne kadar seninle. 
Devamını oku...