23 Ağustos 2018 Perşembe

Gülümseyebilen İnsan

Gidilen en güzel yerler, hala insanların gülebildiği yerlerdir. Hiç gülmeyen insan olur mu demeyin. Uzun zamandır varlar. En çok işe giderken görüyorum onları. Metrobüslerde, metrolarda, birbirlerini hiç görmeden yürüyorlar. Gözlerindeki ışıklar çok derinlere gömülmüş, duymadan konuşuyor, görmeden bakıyorlar. Hasbelkader göstermelik yaşıyorlar. Kıyafetleri hislerinden çok. En çok sevmeyi ve sevilmeyi özlüyor ama bunu kendilerine bile söyleyemiyorlar. 
En çok kendine dürüst olmalı insan. Çünkü ancak o zaman acıları bile keyif verir. Ancak o zaman görür baktığını, o zaman anlar insanlığını. Ve işte ancak o zaman bilir hayattaki anlamlılığını. SA
Devamını oku...

21 Ağustos 2018 Salı

Hayattı Onun İsmi

Hayattı onun ismi. Güzeldi eninde sonunda. Güzel bir yemeği yemek gibiydi bazen. Sırrı çekerdi kendine. Yolun sonuna geldiğini düşündüğün anda, tam da battığı yerden doğardı güneş. Müthiş bir dengeydi aslında. Birileri üzülecekse birileri sevinecekti. Farklı şeyler denemek gerekirdi. İşte böyle geçip gitmekteydi hayatım. Hayat bazen sıkıca sarılırdı bana, bazense yere çöktürecek bir güçle iteklerdi. Bunu herkese yaptığını öğrendiğimden beri küsmüyordum ona. Söylenirdim, uzaklaşırdoım bir süre ama küsemezdim kimselere. Mendile de ihtiyacım olmuyordu eskisi gibi. Gözlerimi ve ağzımı açık bırakan şaşırmalar da azalmıştı iyiden iyiye. Engelleyemediğimiz doğa olaylarından bir farkı yoktu başımıza gelenlerin. Yağmur yağardı şemsiye alırdık, zamansızsa en fazla birkaç kelimeyle söylenir yürümeye devam ederdik. Öyleyse değiştiremediklerini kabullenmek bu kadar zor olmamalıydı. İnsan kendinin ve başkalarının mutlu olduğu anlara odaklanmalı. Yolculuk tamamlandığında insan o anları koymalı bavuluna ve son sözü iyi ki olmalı. Gülümseyerek karşımalı yeni hayatını. 
Devamını oku...